Elektrikli araç (EV) pazarındaki büyüme yalnızca tüketici davranışlarını değil, küresel sanayi altyapısını da temelden değiştiriyor. Karbon nötr hedefler, sürdürülebilirlik regülasyonları ve enerji verimliliği politikaları bu sürecin gittikçe hızlanmasını sağlayan önemli pay sahipleri arasında. Otomotiv sektörü artık geleneksel içten yanmalı motorlardan uzaklaşıyor ve bu dönüşüm, sadece enerji kaynaklarını değil; tedarik zincirlerini, yatırım önceliklerini ve endüstriyel rekabet alanlarını da yeniden tanımlıyor, ülkelerin sanayi stratejilerini yeniden kurgulamalarına itiyor.
Elektrikli araç (EV) pazarındaki büyüme yalnızca tüketici davranışlarını değil, küresel sanayi altyapısını da temelden değiştiriyor. Karbon nötr hedefler, sürdürülebilirlik regülasyonları ve enerji verimliliği politikaları bu sürecin gittikçe hızlanmasını sağlayan önemli pay sahipleri arasında. Otomotiv sektörü artık geleneksel içten yanmalı motorlardan uzaklaşıyor ve bu dönüşüm, sadece enerji kaynaklarını değil; tedarik zincirlerini, yatırım önceliklerini ve endüstriyel rekabet alanlarını da yeniden tanımlıyor, ülkelerin sanayi stratejilerini yeniden kurgulamalarına itiyor.
Ancak bu dönüşüm, “elektrikli” ifadesinin ötesinde karmaşık bir bileşenler ağına dayanıyor, tüm üretim değer zincirinde yepyeni bir bileşen ekosistemi yaratıyor. Bu da ülkelerin sanayi stratejilerini, tedarik güvenliği yaklaşımlarını ve teknoloji yatırımlarını yeniden kurgulamalarını gerektiriyor.
Peki, bir EV üreticisinin dışarıdan tedarik etmek zorunda kaldığı en kritik parçalar hangileri? Bu sorunun yanıtı, teknoloji politikalarından sanayi stratejilerine kadar birçok alanda yol gösterici olabilir.
Üretimin Kalbi: Dışa Bağımlı 10 Temel Bileşen
Bugün EV üretiminde fark yaratan rekabet faktörlerinden biri, “hangi parçaları nerede ve nasıl tedarik ediyorsun?” sorusuna verilen yanıtta gizli. Aşağıdaki 10 bileşen, elektrikli araç üreticilerinin halen büyük oranda dış kaynaklı olarak tedarik ettiği ve yerli üretim açısından stratejik öneme sahip parçalardır. Bu liste; aracın toplam maliyetine etkisi, dışa bağımlılık oranı, EV’ye özgülük düzeyi, teknoloji bariyeri ve Türkiye’de üretim potansiyeli gibi kriterler dikkate alınarak oluşturuldu. Elde edilen sıralama, yalnızca bugünkü tedarik zinciri risklerini değil, aynı zamanda geleceğin yatırım önceliklerini de işaret ediyor:
Batarya Hücresi ve Modülü EV mimarisinin temelini oluşturan bu bileşen, aracın menzilinden fiyatına kadar doğrudan belirleyici. En büyük maliyet kalemi. Aracın enerji deposu olan batarya hücreleri, performans ve menzil üzerinde doğrudan belirleyicidir. CATL, BYD ve LG Enerji gibi Çin ve Güney Kore menşeili şirketlerin küresel hakimiyeti elinde bulundurdukları bir alan.
Batarya Yönetim Sistemi (BMS) Hücre sağlığı, sıcaklığı, voltaj dengesi ve güvenlik gibi parametreleri yöneten sistem. Batarya ömrü, verimliliği ve güvenliği için kritik bir yazılım-donanım birleşimidir.
İnvertör ve Konvertör Sistemleri Enerji akışını yöneten bu dönüştürücüler, motorun ve bataryanın verimli çalışmasını sağlıyor. Güç elektroniğinde uzmanlık gerektiriyor.
Elektrikli Motorlar Performansın ve enerji dönüşümünün kalbinde yer alan motor teknolojisi, özellikle mıknatıs ve bobin teknolojilerinde stratejik ham maddelere bağımlı.
Güç Elektroniği Modülleri (Power Module) Araç içindeki elektrik dağıtımını ve regülasyonunu yapan bu modüller, termal yönetimden yüksek voltaj kontrolüne kadar birçok alt bileşeni barındırıyor.
Isı/Termal Yönetim Sistemleri Batarya ve motorun optimum sıcaklıkta çalışmasını sağlayan bu sistemler, güvenlik ve verimlilik açısından olmazsa olmaz.
Elektronik Kontrol Üniteleri (ECU) Araç içindeki tüm elektronik alt sistemlerin beyni konumundaki bu üniteler, hem EV’ye özgü hem de geleneksel araçlarla ortak özellikler taşıyor.
Telematik ve Bağlantı Modülleri (TCU) Bağlantılı araç konsepti için kritik olan bu modüller, veri iletişimi, filo yönetimi ve sürücü destek sistemlerinin temel altyapısını sağlıyor.
Şarj Cihazları ve Altyapı Sistemleri (EVSE) Ev tipi ve DC hızlı şarj çözümleri, yalnızca araç üreticileri için değil, aynı zamanda şehir altyapısı ve enerji politikaları için de stratejik bir bileşen.
EV’ye Özel Lastikler Sessiz sürüş, düşük yuvarlanma direnci ve yüksek tork gibi EV’ye özel ihtiyaçlara yanıt veren bu lastikler, enerji verimliliği ve güvenlik için optimize ediliyor. EV üreticileri için spesifik olarak optimize edilmek zorunda. Tedarikte hâlâ uzman üreticilere bağımlılık söz konusu.Bu Liste Neden Önemli?
Görünürde küçük bileşenler gibi duran bu parçalar, aslında hem toplam maliyetin büyük çoğunluğunu oluşturuyor hem de know-how ve AR-GE yatırımı gerektiren alanlar. Dolayısıyla bu parçaların “dışarıdan tedarik” edilmesi, bir ülkenin EV ekosisteminde ne kadar yerel üretim gücü olduğuna dair doğrudan ipucu veriyor. Burada yalnızca sanayi politikaları değil; tedarik güvenliği, jeopolitik riskler ve kritik hammadde stratejileri de devreye giriyor.
Yerli Sanayi İçin Ne Anlama Geliyor?
Türkiye gibi otomotivde güçlü bir üretim mirasına sahip ülkeler için bu liste aynı zamanda bir yol haritası niteliğinde. Eğer bu stratejik parçalar yerli kaynaklarla geliştirilebilir ve global kaliteyle üretilebilirse, bu sadece cari açığın azaltılması değil, aynı zamanda teknoloji transferi ve kalifiye iş gücünün artması anlamına da gelir. Bu doğrultuda kurulan AR-GE merkezleri, teknoparklar ve girişim sermayesi fonları, bu bileşenleri yerlileştirecek girişimlerin önünü açmak için kritik bir rol üstleniyor.
Boğaziçi Ventures olarak, Türkiye’nin sanayi gücünü ileri teknolojiyle buluşturmayı hedefleyen girişimlere yatırım yapıyoruz. Bu vizyon doğrultusunda hayata geçirdiğimiz Sinerji GSYF, mobilite başta olmak üzere enerji, üretim teknolojileri ve sürdürülebilirlik gibi birçok alanda faaliyet gösteren yerli girişimlere sermaye desteği sunuyor. Aynı stratejik çerçevede İstanbul Sanayi Odası iş birliği ile kurduğumuz İSO GSYF ise, Türkiye sanayisinin küresel rekabet gücünü artıracak teknoloji tabanlı projelere yatırım yaparak sanayimizi pozitif yönde etkileyebilecek girişimlerin büyümesini hedefliyor. Her iki fonumuz da, yerli üretim ekosistemine değer katacak, ölçeklenebilir ve küresel vizyona sahip girişimlerin yanında yer alarak Türkiye’nin yeni nesil sanayi altyapısına katkı sunmaktadır.
On yılı aşkın süredir, Türkiye'nin teknoloji girişim ekosistemine katkıda bulunmak ve değer yaratmak için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Bu süre zarfında kazandığımız derin bilgi birikimi ve güçlü iş ağımızla girişimcilere destek oluyoruz. Boğaziçi Ventures olarak yatırımlarımızı şekillendirirken birçok dikeyde teknolojinin gücünü kullanarak sürdürülebilir ve akıllı çözümler sunma potansiyeline inanıyoruz.
Girişimcileri Boğaziçi Ventures’a [email protected] maili üzerinden yatırım görüşmeleri yapmak üzere başvurmaya davet ediyoruz! Teknoloji girişiminizi büyütmek ve küresel iş ağımıza katılmak için hemen başvurun!