Yapay Zeka, Yazılımın Geleceğini Yeniden Şekillendiriyor

MAKALELER
9 Ağustos 2025

Yapay zekâ, düşen maliyetler ve gelişen temel modeller sayesinde yazılım geliştirme süreçlerini kökten değiştiriyor. Geliştiriciler artık fikir aşamasından test ve bakım süreçlerine kadar tüm yaşam döngüsünde yapay zekâ destekli araçlardan yararlanıyor. Özellikle akıl yürütme yeteneklerindeki ilerlemeler, modellerin sorun çözme sürecinde planlama ve yineleme kabiliyetini artırırken; daha uzun bağlam pencereleri, görevlerde daha fazla bilgiyi hafızada tutmayı sağlıyor.




Yapay zekâ, düşen maliyetler ve gelişen temel modeller sayesinde yazılım geliştirme süreçlerini kökten değiştiriyor. Geliştiriciler artık fikir aşamasından test ve bakım süreçlerine kadar tüm yaşam döngüsünde yapay zekâ destekli araçlardan yararlanıyor. Özellikle akıl yürütme yeteneklerindeki ilerlemeler, modellerin sorun çözme sürecinde planlama ve yineleme kabiliyetini artırırken; daha uzun bağlam pencereleri, görevlerde daha fazla bilgiyi hafızada tutmayı sağlıyor.

Araştırmalar, yazılım geliştirme maliyetleri düştükçe, önceki nesillere kıyasla çok daha yüksek iş etkisi sunan yapay zekâ tabanlı çözümlere talebin patlayacağını gösteriyor. Bu evrim sürecinde, yapay zekâ ve veriyi kullanarak uygulamaları inşa eden, çalıştıran ve güvenli hale getiren platform hizmetleri ve altyapı yazılımları teknoloji yığınının en avantajlı katmanları olacak.

AI Çağını Tetikleyen 3 Ana Unsur

Gelişmiş Akıl Yürütme ve Planlama Yeni nesil modeller, yalnızca yanıt üretmekle kalmıyor; karmaşık görevleri adım adım planlayabiliyor, ilerleme sürecinde kendi hatalarını tespit edip düzeltebiliyor. Bu, yazılım geliştirme süreçlerinde daha az insan müdahalesi ile daha hızlı ve tutarlı sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. Ayrıca farklı senaryoları önceden simüle ederek riskleri en aza indiriyor.

Bağlamsal Anlayışın Derinleşmesi Daha uzun “context window” kapasitesi, modellerin bir projenin tüm geçmişini hafızasında tutabilmesini mümkün kılıyor. Örneğin, yüzlerce sayfalık teknik dokümantasyonu veya binlerce satırlık kod tabanını tek seferde anlayabiliyor ve buna göre öneriler sunabiliyor. Bu da proje sürekliliğini koruyarak hatalı entegrasyonların önüne geçiyor.

Bu iki unsur kapsamında, Sam Altman’ın ‘bugün doğan bir bebek hiçbir zaman AI’dan zeki olmayacak’ iddiasını, farklı alanlarda AI sistemlerinin ve insan performasının zaman içindeki değişimini kıyaslama verisi de destekliyor görünüyor.

Araçlarla Etkileşim (Tool Use) AI, sadece metin tabanlı cevaplar üretmekle kalmıyor; API’lere bağlanarak veri çekebiliyor, veritabanı sorguları yapabiliyor, üçüncü parti yazılımları çalıştırabiliyor. Örneğin, bir hata tespit ettiğinde doğrudan ilgili kod deposunda değişiklik yapabilir veya müşteri veritabanını sorgulayıp analiz raporu oluşturabilir. Bu yetenek, AI’yı pasif bir yardımcıdan aktif bir üretim partnerine dönüştürüyor.

Maliyetlerdeki Büyük Kırılma

ARK Invest verilerine göre, kodlama performans endeksine sahip modellerin çalıştırma maliyeti sadece 6 ay içinde %98,7 oranında düştü.

Bu, milyon token başına fiyatın 26,25 USD’den 0,35 USD’ye gerilemesi anlamına geliyor.

Bu dramatik düşüşün nedenleri:

  • Donanım verimliliğinin artması (GPU optimizasyonları, özel AI çipleri)

  • Model mimarisindeki yenilikler (daha az parametre ile daha yüksek performans)

  • Yoğun rekabet (OpenAI, Anthropic, Google, Meta, vb. arasında fiyat yarışı)

Bu maliyet düşüşü yalnızca teknoloji şirketlerini değil, küçük işletmelerden kamu kurumlarına kadar tüm sektörleri etkiliyor. Örneğin: open.ai’ın yaptığı anlaşmayla ABD’deki 2 milyon’dan fazla federal çalışan yıllık 1 dolar gibi sembolik bir ücretle artık son sürüm chatgpt’ye erişebiliyor olacak. Daha önce yüksek maliyetler nedeniyle AI çözümlerini benimseyemeyen KOBİ’ler, artık düşük bütçelerle AI tabanlı otomasyon sistemlerini hayata geçirebiliyor. Bu durum, pazarda daha fazla rekabet ve inovasyonu beraberinde getiriyor. 

Son iki yılda yapay zekâ ekosistemi, foundation model (temel model) yarışının rüzgârıyla şekillendi. OpenAI, Anthropic, Google Gemini ve Mistral gibi devler, milyarlarca dolar yatırım alarak sektördeki yerlerini güçlendirdi. Ancak bu yarış, artık "kim uzun vadede kazanan olacak?" sorusunun daha net yanıtlandığı bir döneme giriyor. Openai kullanıcı sayısı ve gördüğü ilgiyle liderliğini koruyor. Dün yayınladığı GPT-5 modeli bu dengeyi nasıl etkileyecek önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Sektörel Yansımaları

Hiçbir kıyaslama gerçek dünya performansını tamamen yansıtmasa da analizler, Wright Yasası’nın da öngördüğü gibi, maliyetler düşerken token talebinin hızla arttığını gösteriyor. Microsoft, yılın ilk çeyreğinde işlediği token sayısının 100 trilyonu aştığını ve bunun yıllık bazda beş kat arttığını açıklarken, Google’ın token üretimi aynı dönemde 50 kat artış gösterdi. Microsoft ve Google token hesaplamalarını farklı yöntemlerle yapıyor olsa da büyüme eğrileri benzer bir seyir izliyor. YZ’ye özgü entegre geliştirme ortamları (IDE’ler) bu artışın en hızlı büyüyen alanlarından biri olarak öne çıkıyor. Yazılım geliştirme süreçlerine derinlemesine entegre edilmiş YZ destekli ürünlerle Cursor ve Replit gibi şirketler olağanüstü bir büyüme ivmesi yakaladı.

AI IDE’lerinin hızlı benimsenmesini iki ana etken besliyor: Birincisi, modellerin yetenekleri ve özellikleri geliştikçe bu modeller üzerine kurulan ürünlerin anında iyileşmesi. İkincisi, gelişen ürünlerin daha fazla kullanıcı çekmesi ve büyüyen kullanıcı tabanının platformların özel verilerini zenginleştirerek modellerin daha da iyileştirilmesine olanak tanıması. Bu döngü, ürün kalitesini artırarak rakipler karşısında güçlü bir konum sağlıyor. Cursor ve Replit, 2024’ün son çeyreğinden 2025’in ilk yarısına kadar yıllık gelirlerini on kat artırırken, 2023 sonunda kurulan Lovable da altı ayda gelirini dört katına çıkardı. Bu dikkat çekici büyüme, 2025’in ilk çeyreğinde halka açık bulut yazılım şirketlerinin %28 oranında daraldığı bir ortamda gerçekleşerek özel piyasadaki AI-native şirketlerin pazar payını artırdığını gösteriyor.

Pazar açısından en fazla fayda sağlayacak alanlar; uygulama geliştirme, işletme ve güvenlik için kullanılan Platform-as-a-Service (PaaS) ve altyapı yazılımları. Palantir, Databricks gibi şirketler ile AWS, Azure, GCP, Oracle ve CoreWeave gibi oyuncuların öne çıkması bekleniyor. Son 5 yılda platform katmanı %22, altyapı %19, uygulama katmanı %15 büyüdü. 2030 yılına kadarsa büyümelerin platform katmanında %39, altyapıda %31 ve uygulama katmanında %27’ye çıkması bekleniyor. ChatGPT ve Replit gibi AI-native uygulamalar yeni liderler olarak ortaya çıkarken, ERP ve CRM gibi geleneksel uygulamaların rekabet gücünü korumak için dönüşmesi şart.

Boğaziçi Ventures Growth II (BVG II) Fonu, yapay zeka alanında erken aşamadaki yetenekli ekiplere yatırım yapmak üzere hayata geçiriliyor. Bu dönüşümün sunduğu büyüme fırsatlarını yakalamak ve sürece stratejik ortak olarak dahil olmak isteyenler, fon hakkında detaylı bilgiye [email protected] adresinden ulaşabilir.

On yılı aşkın süredir, Türkiye'nin teknoloji girişim ekosistemine katkıda bulunmak ve değer yaratmak için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Bu süre zarfında kazandığımız derin bilgi birikimi ve güçlü iş ağımızla girişimcilere destek oluyoruz. Boğaziçi Ventures olarak yatırımlarımızı şekillendirirken birçok dikeyde teknolojinin gücünü kullanarak sürdürülebilir ve akıllı çözümler sunma potansiyeline inanıyoruz.

Girişimcileri Boğaziçi Ventures’a [email protected] maili üzerinden yatırım görüşmeleri yapmak üzere başvurmaya davet ediyoruz! Teknoloji girişiminizi büyütmek ve küresel iş ağımıza katılmak için hemen başvurun!


İlgili İçerikler