Artan Veri Merkezi İhtiyacının Nedenleri ve Gelecek Beklentileri
MAKALELER
19 Temmuz 2025
İşletmelerin faaliyet göstermesi için gereken büyük miktarda verilerin depolanması, işlenmesi ve dağıtılması için gerekli olan veri merkezlerine duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Dijitalleşmenin hızla artması, yapay zeka uygulamaları, bulut tabanlı hizmetler, büyük veri analitiği, nesnelerin interneti ve uzaktan çalışma sistemleri gibi teknolojilerin yaygınlaşması daha fazla veri üretilmesine ve işlenmesine neden olmaktadır.
İşletmelerin faaliyet göstermesi için gereken büyük miktarda verilerin depolanması, işlenmesi ve dağıtılması için gerekli olan veri merkezlerine duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Dijitalleşmenin hızla artması, yapay zeka uygulamaları, bulut tabanlı hizmetler, büyük veri analitiği, nesnelerin interneti ve uzaktan çalışma sistemleri gibi teknolojilerin yaygınlaşması daha fazla veri üretilmesine ve işlenmesine neden olmaktadır.
McKinsey'e göre global veri merkezi kapasitesi 2025’te yaklaşık 82 GW seviyesindeyken, 2030’da bu rakamın 219 GW’a ulaşması beklenmektedir. Özellikle yapay zeka sistemlerinin eğitimi ve çalıştırılması amacıyla büyük ölçekli veri merkezlerine olan ihtiyaç artmış, bu uygulamaların finans, sağlık, üretim ve lojistik gibi pek çok sektöre yayılması talebi daha da yukarıya taşımıştır. Bu doğrultuda teknoloji devleri yatırımlarını hızla artırmakta geçtiğimiz günlerde Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg, bu artan yapay zeka kaynaklı ihtiyaca yanıt vermek üzere 5 GW gücünde "Hyperion" adlı dev bir veri merkezinin inşasına ABD’de başladıklarını duyurmuştur.
Hyperion gibi büyük ölçekli projeler, ABD’nin bu alandaki lider konumunu da pekiştirmektedir. 2025 yılı itibariyle, en fazla veri merkezine sahip ülke 5.426 adetle ABD olurken, Almanya 529 adetle ikinci, İngiltere ise 523 adetle üçüncü sırada yer almaktadır.
Dünyada En Fazla Veri Merkezine Sahip 5 Ülke (Statista 2025)Artan İhtiyacın Temel Nedenleri
Yapay zeka uygulamalarının hızlı yükselişi, bilgi işlem gücüne olan talebi ciddi şekilde artırmıştır. Büyük dil modelleri ve derin öğrenme algoritmaları, yüksek miktarda veriyi işlemek için güçlü donanımlara ihtiyaç duymaktadır. Bu hesaplama gücü genellikle veri merkezlerinde bulunan GPU’lar ve özel sunucular aracılığıyla sağlanmaktadır. Yapay zeka sistemlerinin eğitimi ve çalıştırılması için çok büyük kapasitede, genellikle binlerce sunucu barındıran, yüksek işlem gücü, depolama ve enerji altyapısına sahip hiper ölçekli veri merkezlerine ihtiyaç duyulmakta ve bu durum veri merkezlere yapılan yatırımları da artırmaktadır.
Bu veri merkezlerinde kullanılan GPU’lar ve CPU’lar, çok daha fazla enerji tüketmekte ve çalışma sırasında yoğun ısı üretmektedir. Veri merkezinin toplam enerji ihtiyacı artarken, oluşan ısının hızlı ve verimli şekilde soğutulması da kritik hale gelmiştir. Geleneksel hava soğutmalı sistemler bu yoğunluğu kaldırmakta yetersiz kalırken, sıvı soğutma gibi daha yenilikçi çözümler öne çıkmaya başlamıştır. Bu nedenle, yeni nesil veri merkezleri yalnızca yüksek performanslı donanımlarla değil, aynı zamanda daha verimli enerji yönetimi, akıllı soğutma sistemleri ve sürdürülebilir tasarım kriterlerine göre inşaa edilmektedir.
McKinsey tarafından yapılan çalışmaya göre 2030 yılına kadar veri merkezlerinin artan talebi karşılamak için 6,7 trilyon dolarlık küresel yatırıma ihtiyaç duyacağı belirtilmektedir. Sadece yapay zeka işlem yüklerini karşılayacak donanıma sahip veri merkezlerinin 5,2 trilyon dolarlık, geleneksel bilişim teknolojileri uygulamalarına güç sağlayanların ise 1,5 trilyon dolarlık yatırıma ihtiyaç duyacağı öngörülmektedir.
Bulut sistemlerinin yaygınlaşması, veri merkezlerinin hem sayısını hem de kapasitesini artırma ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Dijitalleşmenin yaygınlaşarak hızla artması bulut sistemlerine geçişi hızlandırmakta, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, yüksek donanım yatırımı yapmadan dijital altyapı kurabilmek için bulut tabanlı sistemlere yönelmektedir. Bulut tabanlı sistemlerin yaygınlaşması aynı zamanda fiziksel altyapıya yönelik ihtiyacı da artırmaktadır. Herhangi bir bulut uygulamasının çalışması için, farklı lokasyonlarda bulunan binlerce sunucudan oluşan veri merkezleri kesintisiz şekilde işlem yapmaktadır. Bu merkezler veri saklama, işleme ve iletim gibi temel işlevleri yerine getirerek, kullanıcıların hızlı ve güvenli dijital hizmetlere erişimini mümkün kılmaktadır.
Bunun birlikte dijital içerik tüketiminin hızla artması, veri merkezlerine olan ihtiyacı artırmaktadır. Streaming platformları, online oyunlar ve sosyal medya uygulamaları, özellikle video ve canlı yayın içerikleri, büyük depolama kapasitesi gerektirmektedir. Bu durum veri merkezlerine olan ihtiyacı ve yatırımları artıran önemli faktörlerden biridir.
Ayrıca IoT teknolojisinin de yaygınlaşması veri trafiğinde önemli bir artışa sebep olmaktadır. Akıllı ev sistemlerinden endüstriyel sensör ağlarına kadar birçok alanda kullanılan IoT cihazları sürekli olarak veri üretmekte, büyük miktarda IoT verisinin gerçek zamanlı olarak işlenmesi ise veri merkezlerinin iş yüklerini artırmaktadır.
Gelecek Beklentileri
Özellikle yapay zeka uygulamalarının hızla gelişmesi, veri merkezlerinin sadece kapasite bakımından değil, yapısal olarak da dönüşmesini gerektirmektedir. Bu uygulamaları çalıştıran GPU'lar çok yüksek ısı üretirken, bu ısıyı verimli şekilde dağıtmak için geleneksel hava soğutma sistemleri artık yeterli olmadığından bunun yerine sıvı soğutma (liquid cooling) teknolojilerine geçiş hız kazanmaktadır. Aynı zamanda yeni nesil veri merkezlerinin çok daha yüksek enerji tüketmektedir. Bu tüketimin sürdürülebilir hale gelebilmesi için sektör, karbon emisyonlarını azaltan yenilenebilir enerji yatırımlarına ve modüler, enerji verimli tasarımlara yönelmektedir. Bu bağlamda, sektör genelinde karbon emisyonlarını azaltan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, modüler altyapılar ve enerji verimliliği odaklı tasarımların öncelik kazanması beklenmektedir.
Aynı zamanda şirketlerin artık veriyi sadece merkezi büyük sistemlerde değil, kullanıcıya yakın noktalarda da işleyebilecek edge computing sistemlerine daha çok yatırım yapması beklenmektedir. Veri işleme ihtiyacının yalnızca merkezi sistemlerde karşılanması, gecikmeye duyarlı uygulamalar için yetersiz kalmaya başladığından, edge computing mimarisinin veri altyapılarında tamamlayıcı bir unsur olarak hızla yaygınlaşması beklenmektedir. Edge computing verinin, veri merkezine gönderilmeden önce verinin üretildiği yere yakın bir noktada örneğin cihazın kendisinde ya da yerel bir mikro veri merkezinde işlenmesini sağlayan bir yapıdır. Bu yapı özellikle gerçek zamanlı karar alma, düşük gecikme süresi ve ağ trafiğini azaltma gibi avantajlar sunmaktadır.
Dijitalleşmenin hızla artması, bulut sistemleri, büyük veri analitiği ve özellikle yapay zeka teknolojilerinin hızla yaygınlaşması, veri üretimini ve işlem gücü ihtiyacını her geçen gün artırmaktadır. Artan talep, hem kapasite büyümesini hem de donanım, enerji tüketimi ve soğutma çözümleri gibi altyapısal dönüşümleri de beraberinde getirmektedir. Bu dönüşüm süresince enerji tüketimini sınırlandırmak, karbon emisyonlarını azaltmak ve bu bağlamda enerji verimliliği odaklı tasarımların öncelik kazanması beklenmektedir.
On yılı aşkın süredir, Türkiye'nin teknoloji girişim ekosistemine katkıda bulunmak ve değer yaratmak için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Bu süre zarfında kazandığımız derin bilgi birikimi ve güçlü iş ağımızla girişimcilere destek oluyoruz. Boğaziçi Ventures olarak yatırımlarımızı şekillendirirken birçok dikeyde teknolojinin gücünü kullanarak sürdürülebilir ve akıllı çözümler sunma potansiyeline inanıyoruz.
Girişimcileri Boğaziçi Ventures’a [email protected] maili üzerinden yatırım görüşmeleri yapmak üzere başvurmaya davet ediyoruz! Teknoloji girişiminizi büyütmek ve küresel iş ağımıza katılmak için hemen başvurun!