Teknolojinin hızla ilerlemesi, hemen her sektörde yenilik ve adaptasyon ihtiyacını artırmaktadır. Şirketler, bu hızlı değişime ayak uydurabilmek için sürekli yenilik yapma gereksinimiyle karşı karşıya kalıyor. Bu süreçte, en iyi yetenekleri bulmak için rekabet eden işletmeler, artan IT kaynakları talebi ile mücadele ediyor. Ne yazık ki, şirketlerin sürekli yazılımcı aramak için yeterli zamanı bulunmamakta. Bu nedenle, işletmeler kullanıcı dostu ve geliştirme süreçlerini otomatikleştiren yeni çözümler arayışına giriyor. Tam da bu noktada, düşük kod ve kodsuz (Low-Code/No-Code, LCNC) platformlar devreye giriyor. Aslında bu tür araçlar, 80’li yıllardan beri 4GL, CASE ve RAD araçları kod adlarıyla hayatımızda yer alıyordu. Günümüzde artan talep ile LCNC pazarı hızla büyüyor. Gartner’a göre, 2025 yılına kadar kurumlar tarafından geliştirilen yeni uygulamaların %70’i LCNC platformları kullanılarak geliştirilecek (2020’de bu oran %25’ten azdı) [1].
Düşük kod platformları, yazılımcıların uygulamaları daha hızlı geliştirmesine yardımcı olur. Teknik bilgisi olmayan kişiler tarafından da kullanılabilir, ancak yine de belirli bir düzeyde kodlamaya ihtiyaç duyulur. Genellikle yazılımcıların iş yükünü önemli ölçüde azaltmak için kullanılır. Öte yandan, kodsuz platformlar ise herhangi bir kodlama gerektirmez; bunun yerine önceden kodlanmış özellikleri sürükle bırak yöntemiyle oluşturmak mümkündür. Sonuç olarak, her iki platform da uygulama geliştirmeyi önemli ölçüde kolaylaştırır, sorun ile çözüm arasındaki engelleri kaldırır ve inovasyonu demokratikleştirir.
LCNC platformları, bazı çalışanların IT departmanlarının yükünü üstlenen “citizen developer” (kodlama bilmeden düşük kod gerektiren/kod gerektirmeyen araçlar sayesinde geliştirme yapanlar) olmalarına yol açar. Citizen developerlar, IT’nin sorunu çözmesini beklemeden uygulamayı kullanıcıların özel ihtiyaçlarına göre oluşturabilir veya özelleştirebilir. LCNC, belirli kodlama bilgisine ihtiyaç duymadığından, uygulamaların geliştirme süresini azaltarak geliştirme, operasyon ve zamanlama maliyetlerini de düşürür. Bu nedenle, çalışma ortamında artan üretkenlik ve verimlilik görülür. Örneğin, şirketlerin sıfırdan kodlaması en az 5 ay alırken, 5 haftadan daha kısa bir sürede bir pazar yeri oluşturulabilir. Forrester’a göre, LCNC aracılığıyla geliştirme, geleneksel yöntemlerden 10 kat daha hızlıdır [2]. Ve “citizen developer”ların uzmanlık alanlarında daha deneyimli olmaları ve kullanıcıların yaşadığı problemleri daha yakından bilmeleri nedeniyle, uygulamaların kullanıcı ihtiyaçlarını karşılama olasılığı daha yüksektir.
LCNC platformları hakkında dikkate alınması gereken bazı önemli noktalar da bulunmaktadır. LCNC araçları ile bir uygulama oluşturmak, bir yapboz yapmak gibidir. Ancak yapılırken iyi korunması ve kalite açısından güvence altına alınması gerekir. Bu nedenle bazı IT uzmanlarının güvenlik ve kalite kontrolü kaçınılmazdır. Bu platformlar, ITIL gibi güçlü bir yönetim sistemi içinde koordine edilmeli ve güvenlik gözetimine, yönetim standartlarını değiştirmeye ve tam dokümantasyona dayanmalıdır.
Bu platformlarda geliştirilebilecek uygulamalar arasında web/mobil uygulama geliştirme, iş akışı otomasyonu, iş zekası (BI), müşteri hizmetleri/CRM geliştirme, makine öğrenimi (ML), nesnelerin interneti (IoT), pazarlama aracı ve e-ticaret uygulaması geliştirme gibi çeşitli örnekler verilebilir.
Dünya genelinde giderek daha verimli çalışma şekillerine artan talep, bu yönde operasyonel dönüşümler ve her sürecin daha otomatize hale geldiği günümüzde LCNC platformlarına olan talebin artması kaçınılmazdır. Gerçek bir akım olarak benimsenmesi ise 2 ila 5 yıl içerisinde olacağı öngörülüyor [3]. Gartner, 2024 yılına kadar uygulamaların %65’inin LCNC platformlar üzerinden geliştirileceğini tahmin ediyor [4].
Bu bağlamda baktığımızda, hızla gelişen dünyaya ayak uydurabilmek için her teknoloji firmasının bu alanda yatırım yapması gerektiğini öneriyoruz. Boğaziçi Ventures olarak biz de aynısını yapıyor, sadece çığır açan teknolojilere odaklanarak, gelecek vadeden girişimlere yatırım yapıyoruz. Eğer ekibiniz kurulu ve hedeflediğiniz bir alanda sağlam bir iş planı ile LCNC geliştirici platformunuzu kodlamaya başladıysanız, ürün tamamlanmasına gerek duymadan doğrudan bizimle iletişime geçebilirsiniz. Halihazırda bir ürününüz ve kullanıcılarınız varsa, ancak ürününüzü mükemmel hale getirmek veya işinizi büyütmek için kaynaklara ihtiyaç duyuyorsanız, Boğaziçi Ventures sizin için en doğru adres! Tohum aşamasından Seri A aşamasına kadar teknoloji girişimlerine yatırım yapmak için her zaman hazırız.
Başarılı LCNC platformlarından bazıları şunlardır:
– Web uygulamaları için No-code platform -> [Bubble.io](https://bubble.io) – Mobil uygulamalar için No-code platform -> [Appy Pie](https://www.appypie.com) – Kurumlar için Low-code platform -> [Mendix](https://www.mendix.com)
Boğaziçi Ventures Hakkında
Boğaziçi Ventures, farklı dikey ve coğrafyalarda teknoloji şirketlerine yatırım yapan fonların kurulması, yönetilmesi ve yatırım yapılan portföy şirketlerine üst düzeyde katma değer yaratılmasına odaklanmaktadır. 200’ün üzerinde teknoloji şirketine yatırım kararı almış Boğaziçi Ventures ortakları, teknoloji girişimlerinde aktif rol almakta, girişimcilerin uluslararası başarılara giden yolda kendilerine eşlik etmektedir. Boğaziçi Ventures, yatırımcıların ihtiyaçlarına göre özel fonlar da kurup yönetmekte ve dijital paralar için saklama hizmetleri sağlamaktadır. Aktif yatırımlarına devam eden teknoloji yatırım fonu “BV Growth” ise, Türkiye’de yerleşik olup uluslararası piyasalara hızla açılabilecek oyun, finans teknolojileri, dijital sağlık, eğitim ve perakende teknolojileri alanlarında büyüme aşamasındaki girişimlere yatırım yapmaktadır. Boğaziçi Ventures iştiraklerinden BV Portföy ise aynı zamanda halka açık teknoloji şirketlerine yatırım yapan tematik hisse senedi fonlar yöneterek uluslararası pazarlarda aktif yatırımlar yapmaktadır.
. . .
İlgili bağlantılarımız;