Üst düzey geometri, antik uygarlıkların bilim ve sanatının öncüsü olduysa günümüzün teknolojisinin de benzer şekilde bugünü biçimlendirdiğini görmek bu çalışmada mümkün. Küplerin formu, bundan yaklaşık 1000 yıl önce geliştirilen, mimaride ve süslemede kullanılan yıldız motifleri. Hybercupe NFT Serisi’nde uzayda hareket halinde, beş farklı renkte küpler var.
Bu renklerin her biri Boğaziçi Ventures’ın değerlerini simgelemek için seçildi. Farklarını sadece renkler oluşturmuyor. Dönüşlerinin yarattığı yanılsamalar her birinde bir küpten çok daha fazlasını görmemizi sağlıyor ve ortaya birbirinden farklı, çok sayıda görüntü çıkıyor.
Bilginin son birkaç bin yıllık zamansal ve coğrafik döngüsel yolculuğuna tanıklık eden bu motifler, 4 boyutlu analojiler ve gök cisimlerinin tasavvurlarıyla örtüşüyor.
Böylelikle yapıtların içinde barındırdığı birbirinin üzerine binen perspektif ve imajlar, doğruların, gerçeklerin ve olguların önemini yitirdiği için de bulunduğumuz dönemi ele alıyor.
İlhamını Türk bayrağından alan kırmızı ile geleceğe uzananyolda Türkiye’nin değerleri sembolize ediliyor.
Boğaziçi’nde oluşan “yakamozları” işaret ediyor. Kuzeyden güneye doğru akıp giden sularda, hayata dair her şeyi sarı renk ile karşımıza çıkarıyor.
Tüm dünyada hayranlık uyandıran Boğaziçi’nin sularına alıp götürüyor bizleri. Engin maviliklerde İstanbul’un medeniyet ve uygarlıklara ev sahipliği üzerinden tarihi geçmişimize astral bir seyahat imkanı sunuluyor bu eserde…
Sürdürülebilirlik vurgusuna odaklanıyor. Boğaziçi Ventures’ın insan hayatında sürdürülebilirlik konusundaki hassasiyetini ortaya koyarken geleceğin şekillenmesinde yeni teknolojilere yatırım yapmanın karşılık bulacağına dikkat çekiliyor.
Özgünlük ve asla değiştirilememek. İşte NFT’lerin özelliği. NFT’lerin dijital ortamda oluşturulan bir takım karşılıkları olur. Bunlar bir sanat formu, fotoğraf, ebedi bir yazı ve daha birçok nitelikte eser olabilir. NFT’nin değeri, eşsiz olmasından gelir. Yani bir NFT aldığınız zaman başka kimsede olmayan dijital bir varlığa sahip olmuş olursunuz.
Özge Topçu, 1987 Kırklareli doğumlu. Lizbon’ da yaşıyor ve çalışıyor. Mimariyle paslaşan büyük ölçekli enstalasyonlarıyla tanınan sanatçı, şehir dinamiği ve mekan üzerine çalışıyor. Tarih, mimari unsurlar, ve pozitif bilimlerden esinleniyor. Lizbon’ da sanat ve teknolojinin birleştiği bir mekan olan “Hypercube Space” in kurucusudur.
2018 yılında Ulster Bank tarafından düzenlenen Birleşik Krallık’ın ikinci büyük sanat ödülü olan “The MAC International Art Prize” a aday gösterilen sanatçı, 2018 yılında Art Night London etkinliğine davet ederek en büyük ölçekli projesi Agora, yı gerçekleştirdi.
2018 Yılında Faruk Sade Sanat Fonu’ nun kazananı olan sanatçı, 2019 Yılında İstanbul’ da Pilot Galeri, de ‘Flat Earth/ W Axis’ adlı kişisel sergisini gerçekleştirdi. 2019 Yılında Portekiz’ deki Gülbenkian Sanat Müzesi tarafından en iyi uluslararası sanatçı ödülünü alarak AIR 351 misafir sanatçı programına davet edildi.
2019 Yılında Hollanda Konsolosluğu tarafından fonlanan ‘Geleceğın Rol Model Kadınları’ ödülüne Beral Madra’dan aldı. 2015 yılına kadar İstanbul’ da yaşayan sanatçı, Yıldız Teknik Sanat ve Tasarım Fakültesinden birincilikle mezun oldu ve yüksek lisansına Almanya Burggiebichenstein Kunsthochschule’ de devam etti. 2015′ te Siemens Sanat Ödülü, 2014 yılında Rotary Prize İstanbul başarı ödülüne layık görüldü. İstanbul, Berlin, Londra, Amsterdam, San Fransisco’ da çok sayıda karma sergiye katılan sanatçının sergilerinden bazıları: Undisciplined, Kreuzberg Pavillion, Berlin, House of Wisdom, Framer Framed, Amsterdam, Artnight London 2018, New Covent GM, Londra, 2018 The MAC Art Prize, Metropolitan Art Centre, Belfast, Flat Earth W Axis, Pilot Gallery, Istanbul, Red Bull Art Around Moda 2016, Ince Ayarlı ve Çoğul Kuad Gallery, Rotary Art Prize Sergisi, Elgiz Muzesi bulunmaktadır.
www.ozgetopcu.com
